“Koleksiyonlarımı üretip, workshop’lar düzenlediğim bir atölyenin hayalini kuruyorum. Vitraya ve sanata değer veren meraklılarla bir arada olmak beni çok mutlu ediyor.“

Moodoo Studio’ya dair fikirleriniz nasıl gelişti ve nasıl başladınız?

Vitray her zaman ilgimi çeken dekoratif bir öge olmuştu. Bu mesleğe adım atmadan önce uzun süre iç mimarlık yaptım. Hem iç mimarlık sürecimde hem de çocukluğumda gözlemlediğim mekanlarda vitrayın renkli dünyası büyüleyici geliyordu. Pandemi ile camı yakından tanımak istedim ve atölyelere katıldım. İşte o an kendimi bulduğum andı.

Farklı disiplinlerde çalıştıktan sonra vitraya odaklanmak istediğime karar verip, özel dersler almaya başladım. Mimari olarak değerlendirilmesinin yanı sıra daha küçük ölçekte dekoratif olarak kullanılabilir ürünler yapmaya başladım. Vitray yolculuğum sürecinde çoktan mimarlıktan uzaklaşmış olduğumu fark ettim ve bu meslekteki yolcuğum başlamış oldu.

Çalışmalarınızda renklerin yoğunluğu oldukça göze çarpıyor… İlham aldığınız kişiler ve/veya motivasyon kaynaklarınız nedir?

Sanatla iç içe büyümemin buna çokça katkısı olduğunu düşüyorum. Güzel sanatlar lisesi mezunu olmam ve Londra’da Mekansal Sanat Yüksek Lisansı yapmamla, vitray sanata dair biriktirdiklerimi rahatça pratik etme şansı verdi. Açıkçası, ilham aldığım belirli bir kişiden ziyade gezdiğim ve gördüğüm şeylerin de etkisi oluyor. Örneğin bir yurt dışı gezisinde dikkatimi çeken tuğla örme biçimi tasarladığım boyutlu ‘Retro Fish’ serisine ilham verenlerdendir.

Üretim aşamasında bir gününüz nasıl geçiyor?

Sipariş listesine göre bir üretim bandı oluşturuyorum. Sıraya göre camları keserek başlıyorum. Kesilen camları rodaja alıp, folya ile kenarları sarıyorum. Tüm parçaların tam olduğuna emin olduktan sonra, son hali için lehimleme yapıyorum. Bir sonraki gün için kargolanması gerekenleri paketliyor ve diğer ürünlerin camlarını hazırlıyorum.

Ürünleriniz oldukça özgün. Kendinizi farklı olarak konumlandırırken nelere dikkat ediyorsunuz?

Moodoo’nun renkli ve canlı tasarımlarla ilerlemesine önem veriyorum. Tasarımların yer aldığı ortamı canlandırıcı etkisi olmasını istediğim için tasarım çizgimde dinamik, renklerde ise daha çok sıcak tonlarla ilerliyorum.

Atölyenizi nereye götürmek istiyorsunuz? Hayalleriniz var mı?

Zanaatın değerini ve yapım aşamalarını paylaşmaktan çok keyif alıyorum. Belirli atölyelerde başlangıç ve orta seviye workshop’larım devam ediyor. Hem koleksiyonlarımı ürettiğim hem de workshop’larımın yer aldığı, sanatçılara açık bir atölyenin hayalini kuruyorum. Vitraya ve sanata değer veren meraklılarla bir arada olmak beni çok mutlu ediyor.

E-ticarete başlarken ürünlerinizle veya süreçle ilgili endişeleriniz oldu mu? Olduysa bu endişelerinizin üstesinden gelirken hangi yolları izlediniz?

Daha önce deneyimim olamadığı bir sektöre geçtiğimden hangi ürünlerin tercih edileceği ve ilgilenenlerle nasıl buluşacağı konusunda endişelerim vardı. Farklı tarzlarda ürün portföyü çıkararak, Shopier aracılığı ile hangi ürünün ne kadar ilgi gördüğünü rapor tablosunda denetleyerek, ilgi gösterilenlere yönelik bir yol ile ilerledim. Zamanla marka dili oluşmaya başladı.

Shopier ile tanışmanız nasıl gerçekleşti, online satış yapmak isteyen kişilere tavsiyeleriniz nelerdir?

Sosyal medya üzerinden takip ettiğim sanatçıların/üreticilerin Shopier’i kullandığını fark edince, denemek istedim. Açıkçası başta kullanmakta zorlanırım diye düşünüyordum. Fakat siparişler gelmeye başlayınca arayüzün çok pratik ve tahmin ettiğimden daha kullanışlı olduğunu fark ettim. Önemli olan alıcının işini görsel ve açıklamalarla kolaylaştırmak. Ayrıca her koşulda hızlı geri dönüşleri için Shopier’e teşekkürler. İşletmelerin rahatlıkla kullanabileceği bir platform.