Bir dönem kadınların konuşmalarına dahi ihtiyaç olmadan kendilerini anlatmalarına vesile olan bu dilsiz kumaştan ve gelenekten büyülendim.

Ürün fikrinin oluşumu ve projeyi hayata geçirme sürecinizden bahseder misiniz?

Kendimi bildim bileli çizim yapmayı seven, dokuma, örgü ve dikiş ile ilgili her türlü var etme eğilimine aşık ve aç bir insanım. Var etmeye, var olanı çoğaltmaya, zanaata ve sanata olan tutkum çok fazla.

Çocukluğum köyde geçtiği için hazır olan çoğu ürüne ulaşım güçtü. Tabii ki internet henüz bu seviyede bir hizmette değildi. Hayalimdeki kıyafeti çizer, anneme verirdim ve şehirden bulup satın almaları için ona güvenirdim. Sonrasında anneannemin yıllara meydan okuyan dikiş makinesinde bulurduk kendimizi. Dolayısıyla üretme temelim hep vardı.

İstanbul’da eğitim öğretimimi tamamlayıp farklı alanlarda hem şehrin hem de olanaklarımın verdiği imkanlarla sanata ve üretime dair güzel tecrübeler edindim. Memleketim olan Erzurum’a geri dönmemle birlikte hayatımda farklı bir zaman dilimi akmaya başladı.

Bu projeyi hayata geçirirken size ilham veren şey neydi?

El emeği ve incelikle yapılmış, gizli ve derin anlamları olan her şey beni çok etkiler. İstiyorum ki varlıklarını sürdürsünler, hep var olsunlar ve çoğalsınlar. Ehram da önünde saygıyla eğildiğim bir geleneğin parçası, sürdürülebilirlik hikayesi ve güttüğü gaye bizim marka amacımız.

Kendimi yeniden bulma yolculuğum ve markamın oluşumu, aslında uzun zamandır yanımda taşıdığım ve hikayesini kutsadığım ehram kumaşıyla yeniden bir araya gelmemle ortaya çıktı. Sadece koyun yününden elde edilen ipliklerle özel kasnaklarda elle dokunan ehramı oluşturan her bir rengin ve nakışın bir anlamı var. Bir dönem kadınların konuşmalarına dahi ihtiyaç olmadan kendilerini anlatmalarına vesile olan bu dilsiz kumaştan ve gelenekten büyülendim.

Sadece örtünme amacıyla kullanılan ehramın günümüzde çok az bu amaçta kullanılması ve daha çok sandıklarda bekletilmesi, dolayısıyla da yok olmaya bırakılması beni üzdü. Nasıl yeniden hayatımıza entegre edebiliriz, nasıl daha çok insana tanıtıp anlatabiliriz derken yola girmiş olduk. Var olan bir ehramın başka bir eşinin olmaması her bir ürünü daha da değerli hale getiriyordu.

Nihayet yolların ve yılların ruhumu donattığı tecrübe edindiğim her şeyi özel ve eşsiz, bir o kadar da kıymetli ehramlarla üretim yapma heyecanımızı markaya dönüştürmeye başladık.

Geçmişin ruhlarına ithafen günlük kullanıma uygun, her anımıza eşlik edilebilir haliyle var oldu Feraye. Marka ismimiz zaten kızımın adıyla ve uğuruyla oluştu. Yeniden geri dönüşüme aldık kullanılan ehramları, yıpranmamış, defosuz taraflarıyla yaz-kış her mevsime uyum sağlasın diye yelek modelimizi yapmaya başladık.

Ehramın zor bir dokuda olması, dikiş sürecimizi yavaşlatmış, ürün ağımızı az sayıda tutmamıza yol açsa da ulaştığımız her kişiye anlatacağımız kıymetli bir hikayemiz vardı.

Feraye’nin ürünlerini kısaca anlatmanızı istesek hangi 3 kelimeyi tercih ederdiniz?

Zamansız, değerli ve özgün…

Peki Feraye’yi özgün kılan şey ne?

Feraye, bir geleneğin günümüzde vücut bulmuş hali. Ürünlerimizi üretirken kullandığımız ehram kumaşı, bizim markamızın özgün yanı. Geri dönüşüm ağına eklenen her bir ehram, bir kadının hikayesi, yaşamının, evinin bir parçası ve bizden bunu iletmemizi, sürdürmemizi istemesi; bizim markamızın en özel ve özgün yanı.

5 yıl sonra markanızı nerede görüyorsunuz?

Tahmin etmek zor, fakat Feraye markası içerisinde her yeni gün, ürün yelpazesini genişleterek daha fazla insana, daha fazla hikayeye ulaşmak en önemli hayalim. Bu hayalin bizi güzel yerlere ulaştıracağını düşünüyorum.

Severek takip ettiğiniz ve ilham aldığınız markaları sorsak aklınıza ilk hangileri gelirdi? Neden?

Farklı alanlarda takip ettiğim ilham aldığım sanatçı ve markalar var. Blacksamplejewellery, rouri, wearelaika, mah_roc, meredithwalkerstudio, Kle.studio bunlardan bazıları. Çoğu el yapımı ve yavaş üretime odaklı. Çünkü bu markalar, üretimlerinde sadeliği ve özgünlüğü ön plana çıkarmaktadırlar. Kendime ve markamıza yakın buluyorum.

Başarılı bir kariyer hedefleyen ve e-ticaret ile ilgilenmek isteyen küçük ölçekli kullanıcılara ne gibi tavsiyeler verirdiniz?

Kendilerini iyi hissettikleri noktada ve anda kendi hikayelerini oluşturabilmek için hiç zaman kaybetmeden başlamalarını tavsiye ediyorum. Üretmek kadar insanı motive eden ve hayatı anlamlı kılan başka bir etken olduğunu düşünmüyorum.

Üretmek ve ürettiğini başka insanlar ile paylaşmak isteyen herkes, düşüncesinde ve hayal dünyasında var olan ve sadece kendilerinin bildiği bu sesleri somut bir hale getirdiklerinde, o anın geldiğine inandıklarında, onu paylaşmak için bulundukları konumun ötesine ulaşmak için e-ticareti mutlaka denemeleri gerektiğini düşünüyorum. Ancak hikayesi ile yola çıkma cesareti olanlar, yolculuğunun tadını çıkarabileceklerdir.

Üretimi seven herkesi kendi yolculuğuna çıkmaya davet ediyorum.

Son olarak Shopier sizin için ne ifade ediyor? 

Shopier, bizim gibi ticarete ve üretime yeni başlayan tüm üreticilerin kendilerini gösterdiği ilk sahne. Bence, çoğu markanın oluşumundaki en büyük destekçi. Ürünleri hazırlayıp sosyal mecralara yüklerken en önemli kısım olan satın almada güvenilir bir platforma ihtiyaç duyuluyor; dolayısıyla, Shopier’in varlığı, biz üreticilerin ve alıcıların işini kolaylaştırıyor. Kullanımının kolay olması, bizler için sunduğu platform ve karşılıklı güvenilir politikalar üzerine kurulmuş olması, tercih etme sebeplerimizden sadece bazıları. Bunlar da markanın büyümesini direkt etkileyen faktörler. Feraye olarak Shopier’e minnettarız, teşekkür ederiz.