

Aileme ve dostlarıma kurduğum sofralarda, uzun yıllar boyunca benim bir marka kurmam, butik ya da restoran açmam konusunu tartıştık. Yaptığım tarifleri hem çok yaratıcı hem de çok lezzetli bulan herkes, bunları satmam gerektiğini söylüyordu. Aşçılık eğitimim olmadığı için bu işe tam anlamıyla başlamaya cesaret edemiyordum, ancak zaman ve gelişimim beni kendime ve yapabileceklerime inandırdı. Bir gün, doğru zamanın geldiğini hissettim ve başlamaya karar verdim. Elbette uzun bir araştırma ve öğrenme sürecinden geçtim. Ancak şimdi, 50’den fazla orijinal tarifimle hizmet veriyorum.
Ürünlerime dair ilhamımı her zaman organik meyve ve sebzelerden alıyorum. Pancar harika, lahana muhteşem, kapya biber ise eşsiz! Onlarla ne yapabileceğimi düşünüyor, yüzlerce tarifi inceliyor ve konserveleyerek nasıl uzun ömürlü, dayanıklı lezzetler üretebileceğimi araştırıyorum. Piyasadakilerden farklı, bana özel, akılda kalıcı bir tarif geliştirmeyi hayal ediyorum. “Lavanta yakışır mı sence?” gibi iddialı seçimler deniyor, her seferinde deneyip yanılarak sonunda başarıya ulaşıyorum.
Özgün, tertemiz, gurme.
Üretim günlerimiz, sabah erkenden atölyemizi özenle temizleyerek başlıyor. Ardından taptaze meyve ve sebzelerimizi yıkayıp ayıklıyor, özenle pişiriyoruz. Kuruyemişleri kavurup ezerek lezzetlerini ortaya çıkarıyor, çikolataları temperleyip kalıplara döküyoruz. Hazırladığımız sosları ve marmelatları yüksek sıcaklıkta sterilize ettiğimiz kavanozlara tek tek doldurduktan sonra bir gün dinlenmeye bırakıyoruz. Ertesi gün, geleneksel yöntemlerle kapaklarını mühürleyerek kavanozlama işlemini tamamlıyoruz. Günün sonunda yeniden temizlik yaparak atölyemizi kapatıyor ve bir sonraki üretim gününe hazır hale getiriyoruz.
Garuşka’da sos, turşu ve marmelatlar mevsimlik, diğer tüm ürünler ise taze üretiliyor. Örneğin, en çok öne çıkan ürünümüz Taze Limon Kreması. Bu tarifi pişirmek uzmanlık gerektiriyor ve organik içerik kullanıldığında çok kısa ömürlü olduğu için bizden başka hiçbir butik satmıyor. Çünkü biz, kremanızı sipariş verdiğiniz akşam pişiriyoruz. Stoksuz çalışıyoruz ve bu, işine aşık olmayan kimsenin üstlenmeyeceği bir sorumluluk. Acukamız, granolamız, çikolatalarımız ve yemiş ezmelerimiz ise haftalık olarak, her zaman taze üretiliyor!
Tüm tariflerimiz, etiketindeki içindekiler bölümüne bakarak kendinizin de pişirebileceği, tamamen organik gıdalardan oluşuyor. Hiçbir kimyasal, katkı, koruyucu, boya veya aroma kullanmıyoruz. Bunun yerine, orijinal fikirlerle muhteşem içerikler üretiyoruz. Örneğin, karanfil şurubumuzun mavi rengini kelebek çayıyla sağlıyoruz.
Çocuklarınıza güvenle yedirebileceğiniz ketçabımızı ve süt reçelimizi nişasta ile kıvamlandırmak yerine tam 6 saat boyunca kaynatarak yoğunlaştırıyoruz. Piyasada bulabileceğiniz çoğu sulu sauerkrautun aksine, biz lahananızı defalarca elde sıkarak fermente ediyor ve size kuru olarak servis ediyoruz..
Üstelik geleneksel turşularımız ve soslarımız mutlaka Garuşka’ya özgü bir baharat veya lezzet yorumu içeriyor. Örneğin, pancar turşumuzda hardal tohumu ve biberiye, elma reçelimizde ise tarçın, karanfil ve kakule bulunuyor.
Kesinlikle toptan üretim yapan bir marka olmayı hedeflemiyoruz. Bantlarda makineler tarafından doldurulan ürünlere inanmıyoruz. Gerçek gıdaya inanıyor, yediklerimizi de sattıklarımızı da sevgi ve saygıyla üretiyoruz. Garuşka, her zaman taze hizmet veren butik bir işletme olarak faaliyet göstermeye devam edecek. Ancak satış rakamlarımızın artmasıyla iş hacmimizi biraz daha büyütüp daha fazla çalışan istihdam ederek, hammaddemizi daha uygun (toptan) fiyatla temin edip, ürünlerimizi daha uygun fiyatlarla sunabilir ve çeşitliliğimizi artırabiliriz. Bunu çok isterim.
Öncelikle, satış alanınızı doğru belirlemeniz gerekir. Shopier gibi platformlar ya da pazar yeri sağlayıcılarıyla çalışmak adına karar vermek önemli bir adım. Size ve markanıza en uygun seçeneği doğru değerlendirmelisiniz.
E-ticarette paketlemenin, hızlı kargolamanın ve müşteriyle iletişimin çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu nedenle, Garuşka’da bunları hep en iyi düzeyde tutuyoruz. “Kurdelesi olmasa da olur” demiyoruz, “Hayır, olmalı; bizim ürünümüz kurdeleyi hak ediyor!” diyoruz.
Özellikle bizim gibi gıda ticareti yapmak isteyenler için hammaddelerinizi de mutlaka güvendiğiniz kaynaklardan ve mümkünse belgeli temin etmenizi öneriyorum. Biz, ürünlerimizde kullandığımız bal, tahin ve zeytinyağı gibi ana maddeleri sertifikalı üreticilerden temin ediyoruz. Meyve ve sebzemizi de organik tarım sertifikalı üreticilerden alıyoruz. Bu nedenle, araştırma süreciniz çok önemli.
Öncelikle markam için nasıl bir satış platformu seçeceğimi araştırdım. Yola çıkarken henüz tanınmamış bir marka olarak, profilimizde linkini gördüklerinde müşterilerimin güven duyacakları bir Shopier linkimiz olmasını seçtim. Bu, müşterilerimizin kredi kartı bilgilerini girerek güvenle ödeme yapmalarını sağlıyor.
Ayrıca, Shopier’in düşük komisyon oranları ve haftalık ödeme sistemi, işini yeni kuran veya büyütmek isteyen markalar için ekonomik olarak çok destekleyici. Mağaza sayfaları kullanışlı ve panel arayüzü gelişmiş seçeneklerle dolu. 💜
Mağazamız Shopier ile öyle güzel işliyor ki, markamız sadece ikinci yılını doldurmasına rağmen ciddi bir hacme ulaştı. Sanırım herkes en iyi yaptığı işi yaptığında, ortaya muhteşem bir sinerji çıkıyor.