

İlkokul öncesinden başlıyor sanırım. Elimden kalemi bırakmadan çizdiğimi hatırlıyorum. Ama bilinçli bir şekilde çizmeme ortaokulda tanıştığım mizah dergileri vesile oldu. Dönemin popüler dergileri olan Leman ve L-manyak’ın dünyası çok içine çekti beni. Çizim pratiğimi daha çok karikatür ve çizgi romana yönlendirmeye başladım onlar sayesinde.
Kendime bir çeşit portfolyo oluşturmak için bir Instagram hesabı açmıştım. Özellikle mimarlık ve illüstrasyonu kesiştirdiğim denemeler yapıp yüklüyordum. 2017 yılında, sokakta beklerken çektiğim bir fotoğrafa hızlıca dev bir karakter çizdim. En başta çok ilginç gelmemişti ama eşim ve diğer arkadaşlarım beğendikleri için yapmaya devam ettim. Zamanla çizdiğim karakterlerin fotoğrafa daha ait olmaları için teknik üzerine çalıştım ve Gulliver’in seyahatlerinden esinle ismini de koyunca seri ortaya çıkmış oldu.
Seriyi ilk yaptığım dönemde Lucas Levitan ve Subwaydoodle hesapları foto illüstrasyon yaptıkları için ilham olmuşlardı bana. Tarzımız çok farklı da olsa sadece dijital ortamda üretilebilen işler olması hoşuma gidiyordu. Öncesinde ise, mizah dergilerinde yıllarca takip ettiğim Bahadır Baruter, Bülent Üstün, Kemal Aratan gibi çizerler her zaman ilham olmuşlardır bana. Son yıllarda dünyanın farklı yerlerinden çizgi romancılar çok heyecanlandırıyor beni; Paco Roca, Gipi, Manuele Fior gibi…
Her işe özgü olarak değişiyor aslında. Çoğunlukla fotoğraf önce çekilmiş oluyor ve ona uygun mizansen ve karakteri tasarlıyorum. Bazen kentle ilginç bir ilişki kuracağını düşündüğüm dev bir karakter hayal edip ona uygun fotoğrafı çekmenin peşine düşüyorum. Bazen free licence internet sitelerinde fotoğraf araştırdığım da oluyor. Konsepte karar verdikten sonra eskizleyip sahneyi kuruyorum, sonra temize çekip renk ve ışık/gölge müdahaleleriyle finalize ediyorum.
Kitap benim için heyecan verici bir iş oldu. Dijital ortamın geçiciliği ve akıcılığına karşı kalıcı, renkli ve kaliteli bir baskıyla işleri elinizde tutmanın duygusu çok başka. Bir de, içeriği de farklı bir kurguyla oluşturduğum için keyifli bir deneyim ortaya çıktı. Kitaba çok olumlu geri dönüşler aldım ama maalesef baskı ve dağıtım süreçleri pandeminin ortasına denk geldiğinden, yapmayı istediğimiz tanıtım etkinliklerini vs. gerçekleştiremedik.
Başarı çok göreceli bir kavram olmasına rağmen bu sorunun cevabı maalesef klişe oluyor hep. Zira 30’lu yaşlarımda fark ettim ki gerçekten çok çalışmak ön koşulmuş. Ek olarak -hele yaşadığımız dönemde- vizyonu geniş tutmak, her şeyden beslenmek ve durmaksızın üretmek de önemli diyebilirim.
Ürünleri sadece Shopier üzerinden satıyorum. İnsanlar poster olarak nasıl alırız diye sordukları dönemde Shopier müthiş bir şekilde imdadıma yetişmişti. Çok hızlı bir şekilde üye olup hemen satış yapmaya başlamak büyük kolaylık. Hızı, içeriği ve ara yüzünün netliği de başka platformlara ihtiyaç duymamamı sağlıyor.