Nostaljiden ilhamla tasarlanan defterler: Oma Paper Co.

Shopier Marketing Team - 27 Mayıs 2025 - 7 dk

“Kendi hikayemde, bugün bulunduğum noktadan baktığımda söyleyebilirim ki ben, başarıyı amaç olduğu haliyle değil, sonuç olduğu haliyle daha çok sevdim.”


Öncelikle sizi tanımak isteriz. Eğitiminizden ve bugüne kadarki kariyerinizden bahseder misiniz?

Merhaba, ben Alara Tokcan. İstanbul’da doğup büyüdüm. Lise eğitimimi İstanbul Alman Lisesi’nde tamamladıktan sonra lisans eğitimim için Almanya’ya yerleştim. Leibniz Universitaet Hannover’in mimarlık bölümünden mezun olmamın ardından Technische Universitaet Berlin’de yine mimarlık alanında yüksek lisans eğitimime başladım. Bir süre sonra hayatta gerçekten yapmak istediğim şeyin mimarlık olmadığına karar vererek yüksek lisans eğitimimi yarıda bıraktım ve İstanbul’a döndüm.

Döndüğümde, lise yıllarımda bir süre boyunca yarı zamanlı olarak çalıştığım yiyecek içecek sektörünün bana verdiği keyfin ilhamıyla, kariyer planlarımı farklı bir yöne çevirmeye karar verdim. Mutfak Sanatları Akademisi’nde aldığım Yiyecek İçecek İşletmeciliği eğitiminin sonrasında, sektörde yedi yıl boyunca profesyonel olarak çalıştım ve bu sürenin son beş yıllık diliminde de çeşitli işletmelerde işletme müdürü olarak görev aldım.

2022 yılında geleceğe dair tüm planlarımı bir kez daha değiştirerek, yiyecek içecek sektörünü bırakmaya ve kendi defter markamı kurmaya karar verdim. Böylece ortaya Oma Paper Co. çıktı. 

Bu projeyi hayata geçirirken size ilham veren şey neydi?

Oma Paper Co.’nun ortaya çıkmasına vesile olan şey, tek başına bir ilhamdan ziyade bir duygular kokteyliydi. Hayatımın oldukça “sıkışık” hissettiğim bir döneminden geçerken, şahsen bir şeyleri değiştirmeye karar vermediğim sürece bu sıkışıklık hissinin kendi kendine kaybolmayacağını biliyordum. Yeni bir şeyler denemem gerektiği açıktı; ancak ne denemem gerektiğinden emin olamıyordum. Varoluşsal konular etrafında dönen uzun sohbetlerimizden birinde, kendisi de hayatta benzer süreçlerden geçmiş olan sevgili ablam, bana çocukken en çok ne yapmaktan keyif aldığımı hatırlamamı ve o şeyi bir yetişkin olarak yapmanın yolunu bulmamı önerdi. Bu konuşmadan birkaç gün sonra bir rüya gördüm: Bir arkadaşım, seveceğimi düşünerek, bana defterlerle, kalemlerle, çeşitli yazı ve çizim gereçleriyle dolu dev bir çanta hediye ediyordu. O an hissettiğim mutluluk ve coşku öylesine yoğundu ki, uyandıktan sonra da devam etti ve ben etkisinden uzun süre çıkamadım. O gün, artık ne üzerine bir marka kurmak istediğimi biliyordum.

“Oma Paper Co.” sizin için nasıl bir anlam taşıyor? Marka isminizi bulduğunuz o anı hatırlıyor musunuz?

Oma Paper Co., hayatta bana ilham veren birçok şeyin özgürce bir araya gelebildiği, yaratıcılığın, çeşitliliğin ve otantikliğin desteklendiği bir tür “güzel şeyler kulübü” benim için.

Oma, “büyükanne” anlamına gelen Almanca bir kelime. Kendimi bildim bileli nostaljiye ve eski moda hallere duyduğum ilgi, çocukken ve elbette gençlik yıllarımda da çevremdekiler tarafından tuhaf bulunan yönlerimden biriydi. “Sen de babaanne gibisin” cümlesini hayatım boyunca yaşıtlarımdan defalarca duydum; bu da zaman zaman bende yanlış bir şey olduğu hissini uyandırdı.

Ancak kendimi tanımaya daha fazla vakit ayırdıkça ve olgunlaştıkça, bireylerin birbirine benzememesinin ne kadar kıymetli olduğunu; otantikliğin ise ne kadar savunulması gereken bir değer olduğunu fark ettim. Bu farkındalık da zamanla “babaanne gibi” olmaktan keyif almayı ve hatta bununla gurur duymayı beraberinde getirdi.

Sonuç olarak, nostaljiden ilhamla ama modern hayatın ihtiyaçlarına yönelik olarak tasarlanan defterler ve yazı araçları sunma fikri, zihnimde doğrudan “Oma Paper Co.” ismiyle belirdi.

Üretim sürecinde bir gününüz nasıl geçiyor?

Üretim süreçlerimde birbirinin aynı iki günüm hiç olmuyor açıkçası. Oma’nın ürün gamında farklı amaçlara hizmet eden farklı defter tasarımları yer alıyor. Bunların bir kısmı (örneğin Weekly Planner ve Journal) şablonlu iç sayfalara sahip olan, tasarımını kendim yaptığım ve matbaada ürettirdiğim defterler. Bunlara ek olarak Handmade Leather Notebook ve Handmade Sketchbook kategorilerinde, elde dikip ciltlediğim, yani tamamı el işçiliği ile hazırlanan defterlerden oluşan koleksiyonlar da satışa sunuyorum. Sekiz defterlik bir koleksiyonun üretimi çoğunlukla 2-3 haftamı alabiliyor. Bu sürecin öncesinde malzeme tedariği, sonrasında ürün fotoğraflarının çekimi ve sosyal medya içeriklerinin üretilmesi gibi ikincil işleri de bizzat hallediyorum. Hal böyle olunca da her günün gündemi ve yapılması gereken işleri bir öncekinden farklı oluyor.

Günlük hayatınızda nelerden besleniyorsunuz ve ilham alıyorsunuz?

Yaşam, dopdolu bir konsept ve aradığınız şey neyse, ondan bolca sunuyor size. Etrafımız, olumlu ve olumsuz, estetik ve çirkin, anlamlı ve anlamsız şeylerle dolu. Ben ilham aramayı gerçekten çok seviyorum ve karşılığında da bolca bulabildiğimi düşünüyorum. Mevsim geçişlerinde değişen bitkiler, yürüyüş yaparken önünden geçtiğim dükkanlar ve içlerindeki meşgul insanlar, salona düşen gün ışığı, kedimin uzanışı, okuduğum romandan bir bölüm, gördüğüm bir rüya, anlamlı bulduğum “sıradan” tesadüfler… Renklere ayrı bir ilgim olduğunu da sanırım ayrıca belirtmeliyim. Renkler de tıpkı ilham gibi her yerdeler.

İşletmenizin geleceğiyle ilgili nasıl bir hayaliniz var? Uzun vadede neyi hedefliyorsunuz?

Bu, bana yakınlarım tarafından da çok sık sorulan ve açık söylemek gerekirse cevabını tam olarak bilemediğim bir soru.

Ellerimle üretim yapabilmeyi, kişileri yazmaya teşvik edebilmeyi, yazmayı sevenlere özel bir deneyim sunabilmeyi ve bu işletmeye dair daha birçok şeyi gerçekten kalpten seviyorum. Öncelikle bunları yapmayı sürdürebilmeyi ve her gün bir öncekinden daha fazla kişiye ulaşabilmeyi umuyorum. Uzun vadede ise Oma Paper Co.’nun, benzer şeylerden keyif alan insanları bir araya getirerek, geniş olduğu kadar samimi bir topluluk ortaya çıkarmasının hayalini kuruyorum.

Başarılı bir iş kadını olarak, iyi bir kariyer hayatı için genç kadınlara ne önerirsiniz?

Önerim, başarı kavramı ve iyi bir kariyer hayatının anlamı üzerine derinlemesine düşünmeyi ihmal etmemeleri olur sanırım. Herkes için farklı içsel karşılıkları olabilecek böylesi kavramları toplumun genellediği şekilde sorgulamadan kabul etmenin ve sonrasında da aceleyle peşlerine düşmenin oldukça yıkıcı etkileri olduğunu hem deneyimleme hem de gözlemleme şansım oldu. Kendi hikayemde, bugün bulunduğum noktadan baktığımda söyleyebilirim ki ben, başarıyı amaç olduğu haliyle değil, sonuç olduğu haliyle daha çok sevdim. 🙂

Peki son olarak Shopier ile tanışma hikayenizi sorsak?

Bulduğu her fırsatta manuel çözümlere yönelen, büyükanne ruhlu biri olarak, markamı kurmaya karar verdiğimde en çok çekindiğim konulardan biri işin dijital boyutu ve elbette online satış konusuydu. Girişimcilik konusunda benden daha tecrübeli olan ablam, bu konuda da bana rehberlik ederek Shopier’ı önerdi.

Oldukça yalın bir alt yapı sunması ve tasarımındaki minimal şıklığı ile Shopier, beni henüz ilk görüşte heyecanlandırdı. Sonrasında ise ihtiyaca yönelik, nokta atışı güncellemeleri ve ilgili destek servisleri ile beni ve işletmemi her geçen gün daha da mutlu etmeyi başardı. Shopier ile kurduğumuz iletişimden çok memnunum. Yerli bir girişim olmasını da ayrıca anlamlı buluyorum. Bu vesile ile tüm ekibe, özen ve titizliklerinden dolayı teşekkür etmek isterim.

E-ticaret cebinizde!

Shopier mobil uygulamasıyla siparişlerinizden anında haberdar olun ve tüm e-ticaret operasyonunuzu mobil cihazınızdan yönetin.

shopierapp