Polimer kilden ilhamla şekillenen bir hikaye: Policup Handmade
“Policup’ın sadece bir kupa olmasının ötesine geçip bir anlam bulması, hayatımın merkezinde olmasına büyük katkı sağlıyor.”
Öncelikle sizi tanımak isteriz. Eğitiminizden ve bugüne kadarki kariyerinizden bahseder misiniz?
Merhaba! 🙂 1995 yılında Samsun’da doğdum ve üniversiteye kadar orada yaşadım. 2014 yılında Marmara Üniversitesi lisans programını kazanmamla birlikte İstanbul serüvenim başladı. 2018 yılında mezun oldum ve polimer kil ile tanıştım. Bu süreçte kurumsal bir hastanede fizyoterapist olarak çalışmaya da başlamıştım. Ancak hem eğitim hem de iş hayatım süresince mesleğim ile mizacım arasında tarif edemediğim bir boşluk hissediyordum, ta ki polimer kil ile tanışana kadar. Elimin değdiği ve üretim yapabileceğim bir alan arayışındaydım. Üretmeyi, renkleri ve hayal dünyamı somut olarak karşımda görmeyi çok sevdiğimi fark ettim. Bu nedenle işimden istifa edip tamamen Policup Handmade’i büyütmek için yola çıktım.
Ürününüzle ilgili fikriniz nasıl ortaya çıktı?
Her zaman inceliklerin dünyasına inanan biriyim ve küçük detayların mutlu edebileceği bir ürün yaratmak istiyordum. 🙂 Mezun olduktan sonra keyif alabileceğim bir iş kolu arıyordum ve bir sohbet esnasında polimer kilin adını ilk defa duydum. Polimer kil gibi bir sanat malzemesi ile tanışınca uzun bir süre deneyerek çalışmalar yaptım ve bunu işlevsel bir ürüne entegre etmek istedim. Hem çalışırken keyif alabileceğim hem de ulaştığı yerde değer gören bir ürün olsun istiyordum. Polimer kil ile ne yapılabilir diye araştırdığımda kupa üzerine dekor yapılabildiğini gördüm ve aşık oldum. Bana tasarım konusunda alan açabilecek, istediğim detay ve renkleri özgürce kullanabileceğim, aynı zamanda uzun süre evlere misafir olabilecek Policuplar böylece ortaya çıktı.
Bu projeyi hayata geçirirken size ilham veren şey neydi?
Çocukluğumdan beri hediyeler vermeyi ve onlara kendimden dokunuşlar katmayı çok seviyordum. Aynı zamanda insanların günlük hayatlarında kullanabilecekleri, ancak özel hissettiren bir ürün olmasını istiyordum. Kahveye olan düşkünlüğüm de eklenince, hem kişiselleştirilmiş hem de gördükçe mutlu eden “Policup Mug”larım ortaya çıktı. Bu noktadaki motivasyonum, insanların en sevdikleri için özel bir hediye arayışında bir alternatif sunmak ve ofislerinde ya da çalışma masalarında sadece 10 saniye bile gördüklerinde günü güzelleştirecek özel bir ürün yaratmaktı.
Bu işin hayatınızdaki yerini nasıl anlatırsınız?
Hayatımın tamamı desem, abartmış olmam sanırım. 🙂 İlk günden bugüne, yaklaşık 6 senedir her gün büyüttüğüm bir çocuk gibi görüyorum markamı. Durum böyle olunca, yaptığım ürünleri benim kadar seven insanlara karşı bir sorumluluk hissediyorum. Aynı şekilde işime ve emeğime karşı da aynı sorumluluğu duyuyorum. Üretiminden paketlemesine, kargodan müşteri iletişimine kadar her aşamasıyla bizzat ilgilendiğim için markamın hayatımdaki yeri, hayatımın tam ortasında diyebilirim.
Markamla aramda duygusal bir bağ var ve bu bağın insanlarla birlikte büyüdüğünü görmek beni çok mutlu ediyor. Bazen gözlerimi dolduran mesajlar ve geri dönüşler alıyorum. Policup’ın sadece bir kupa olmasının ötesine geçip bir anlam bulması, hayatımın merkezinde olmasına büyük katkı sağlıyor.
Üretim aşamasında bir gününüz nasıl geçiyor?
Üretim aşaması oldukça meşakkatli diyebilirim, zaman kavramım neredeyse hiç yok. Her detayı kendim öğrenerek bir sistem oluşturdum ve uzun bir süre boyunca birçok aksilikle karşılaştım. İlk senenin sonunda sistem büyük ölçüde oturdu. Her bir detayı kişiye özel ve çeşitlendirerek çalıştığım için ön sipariş usulüyle ilerliyorum. Gündüzleri kargo ve paketleme işleriyle, geceleri ise üretimle yoğun bir tempoda çalışıyorum.
Tamamen kalıpsız üretim yapıyorum ve tasarımı müşteriyle birebir iletişim kurarak birlikte kararlaştırıyoruz. Tasarım aşamasından sonra fırınlama, figürün sabitlenmesi ve vernikleme süreçleri geliyor. Günlük olarak paketleme ve kargo işleriyle günün ilk kısmını tamamlıyorum diyebilirim, ardından yaklaşık iki saat sonra süreç tekrar başlıyor. Her aşamasıyla birebir ilgilenmek ve zamana karşı üretim yapmak bazen gün kavramını zorlayabiliyor, ancak sevdiğiniz işi yapmak ve ürünlerin sevildiğini görmek tüm zorlukları unutturuyor.
Policup Handmade’i nereye götürmek istiyorsunuz? Bu işle ilgili hayalleriniz neler?
Policup Handmade, başlangıçta ürün odaklı bir girişimdi; ancak geldiği noktada, aynı zamanda polimer kil ile kupa dekoru üzerine atölyeler düzenliyorum. Her ay 2-3 gün boyunca, hem polimer kil ile tanışmak isteyen hem de kendine vakit ayırmak isteyen insanlarla bir araya geliyoruz. Beş saat boyunca dünyadan uzaklaşıp üretim yapıyoruz.
Şu anda home office şeklinde çalışıyorum. Hayalim; hem benim üretim yapabileceğim hem de insanların günlük hayatın stresinden uzaklaşıp kafa dağıtarak yeni bir hobiyle tanışabilecekleri bir sanat atölyesi açmak. Aynı zamanda bu atölye, Policup’ları yakından görebilecekleri bir alan da olacak. Kalbimde yatan hayal ise, şu anda Türkiye’nin dört bir yanına ürün gönderdiğim insanların yolu bir gün İstanbul’a düştüğünde ziyaret etmek isteyecekleri, hediyelerini alabilecekleri ve kendilerine zaman ayırabilecekleri bir showroom & atölye oluşturmak.
Bu işle ilgili sizi çok heyecanlandıran bir anınız var mı?
Aslında birden fazla anıdan bahsedebilirim. İlk kurumsal toplu siparişimde hem çok heyecanlanmış hem de geldiğim noktadan dolayı büyük bir gurur duymuştum. İlk atölyemi de mutlaka söylemeliyim; 5 kişilik bir atölye düzenlemiştim ve her katılımcı İstanbul’un beş farklı uzak noktasından gelmişti. Hep birlikte sarılmıştık!
Hem polimer kilin bilinirliğinin artması, hem takipçilerimle bir araya gelmek hem de birlikte üretmek beni çok heyecanlandırmıştı. Bunun dışında, her çıkardığım yeni koleksiyonda da aynı şekilde büyük bir heyecan hissediyorum.
Shopier ile nasıl tanıştınız ve online satış yapmak isteyenlere hangi tavsiyelerde bulunursunuz?
Shopier ile 2020 yılında e-ticaret odaklı güvenilir bir platform arayışındayken tanıştım. Hem ara yüzünün kullanım kolaylığı, hem güvenli ödeme yapılabilmesi, hem de kargo anlaşmaları işimi büyük ölçüde kolaylaştırdı. Online satış yapmak isteyenlere tavsiyem, bunun bir süreç olduğunu unutmadan, pes etmeden ve kararlılıkla devam etmeleri olur. Bir de ürüne hakim olmak ve her zaman çıkabilecek aksiliklere çözüm odaklı yaklaşabilmek.