“Sandıkların dibinde unutulan sanatı, yeniden gün yüzüne çıkartmayı hedeflediğimiz için anlamı ortaya çıkartmak olan Bürûz’u tercih
ettik.”

Markanıza dair fikir nasıl ortaya çıktı?

Ben İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. İç mimarım ve içerisinde kendi tasarladığım ürünlerin de bulunduğu bir mobilya markasında uzun yıllar çalıştım. Babamın doğmuş olduğu Tekirdağ’da dünyanın hiçbir yerinde olmadığı bilinen bir dokuma tekniği var. İsmi Karacakılavuz Dokumaları. Koronanın başladığı ilk yıl, Ağustos ayında Tekirdağ’da Karacakılavuz köyünü ziyarete gittiğim bir gün bana, dedemin annesinin namaz kılmış olduğu seccadeyi verdiler. Ben Karacakılavuz dokumalarını daha önce babaannemin evinde görmüştüm. Ama bu gördüğüm daha önce gördüğümden farklı renkte ve görünümdeydi.

Biraz araştırmaya başlayınca; hızlı üretim ve sentetik ürünlerin yaygınlaşması ile birlikte, büyük bir zaman ve emek gerektiren dokuma ürünler popülerliğini yitirdiğini, köydeki hiçbir evde bu dokumanın devam ettirilmediğini, hatta zamanında dokudukları tezgahları da yer kaplamaya başladığı için sobalarda yaktıklarını, dokumaları çöpe attıklarını öğrendim. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan ülkemize ait bu özel sanatın, yok olmak üzere olduğunu öğrenmiş oldum. Bu nedenle, birinin bu sanata el atmasını beklemek yerine, 2020 Ağustos ayında marka için ilk adımları ben atmaya karar verdim. 2021 Eylül ayında da resmi bir şekilde atölyemizi ve markamızı kurarak Karacakılavuz dokumaları için Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiş olduk.

Bürûz ne anlam ifade ediyor?

Bürûz, ortaya çıkartmak demek. Atalarımızdan bizlere aktarılan kültürel bir mirası ele alıyoruz. Kendi deneyimlerimiz ile zanaatkar kadınların deneyimlerini harmanlayarak yörenin de şimdiye kadar hiç görmediği ürünler üretiyoruz. Bu nedenle, sandıkların dibinde unutulan sanatı, yeniden gün yüzüne çıkartmayı hedeflediğimiz için anlamı ortaya çıkartmak olan Bürûz’u tercih ettik.

Bürûz’u diğer markalardan ayıran en belirgin özellikler nelerdir?

Her markanın büyük bir emek ile kurulduğuna inanıyorum. Bizim Bürûz özelinde oluşturduğumuz değerden bahsetmem gerekirse; Biz, dünyada yalnızca Türkiye’ye ait bir sanat için ilk defa, zanaatkar kadınlara istihdam imkanı sunan bir atölye kurduk. Yok olmaya yüz tutmuş bir sanat için kimsenin şimdiye kadar görmediği 60 farklı tasarım geliştirdik, ürettik ve satışını gerçekleştirdik. Dinamik yapımızı hiç sekteye uğratmadan aynı tutku ile yeni ürünler tasarlamaya ve üretmeye de devam ediyoruz.

Sürdürülebilir bir üretim tarzı benimsediğinizi biliyoruz. Sürdürülebilirliği ön planda tutan hangi markalar favorileriniz?

Mother of Pearl, Petite Friture, E.L.V Denim, Pangaia gibi daha birçok markanın takipçisiyim. Fakat Türkiye’de sürdürülebilirlik konusu geçtiğinde, yaptığı birçok proje ile büyük bir örnek olarak gördüğüm kişi Ebru Baybara Demir’dir. Yerel kadın zanaatkarlara istihdam imkânı sunması çok değerli…

E-ticaret yolculuğuna başlayacak kadın girişimciler için önerileriniz var mı?

Marka kurmadan önce ne yapmak istediğinize iyi karar vermek gerekiyor. Bir marka kurduğunuzda, kurmuş olduğunuz işi ilgilendiren birçok farklı konu oluyor. Pazarlama, muhasebe, müşteri ilişkileri vb. tüm konulara hakim olma mecburiyetiniz oluyor. Kurmadan önce mümkün olduğunca işlerini ilgilendirecek her konuda bir deneyim sahibi olunmasını öneririm.

Vazgeçemediğiniz Shopier özelliği/uygulamasını sorsak?

Shopier ile çalışmaya yeni başladım. İlk izlenimlerim; ürün yüklemesinden başlayıp satışa kadar olan tüm süreç, kullanıcı açısından çok hızlı ve kolay gerçekleştirilebiliyor. Bu nedenle çok memnun kaldım. Rahatça sisteme ürün eklemesi yapabiliyorsunuz. Satın alma durumunda yönlendirme ve satışı kapatma aşamaları çok net ve anlaşılır.