Sosyal farkındalığı yüksek e-ticaret: Didit Handmade ile ekoloji dostu üretim
”Üretimimin her aşamasında yeni üretilen ham maddeler yerine, var olan kaynakları kullanarak ve ileri dönüştürerek karbon ayak izimi
azaltmayı hedefledim.”
Bu işe başlama fikriniz nasıl gelişti?
Didit Handmade aslında benim dönüşüm hikâyem ve bu hikâyenin başlangıcı çocukluğuma kadar gidiyor.
Ailemle yaşadığım evler; boncuklar, ipler, kumaşlar, boyalar gibi türlü türlü malzemelerle dolu, her an bir şey üretmeye hazır birer atölye gibiydi. Çocukluğum anneciğim ve babacığımın kendi meslekleri haricindeki zamanlarda, el emekleriyle bir şeyler üretmelerini bazen izleyerek bazen de bu üretimlere dahil olarak geçti.
Her ne kadar o zamanlar farkında olmasam da, Didit Handmade’e giden adımlarımdan birini Mayıs 2019’da vegan bir yaşama geçiş yaparak attım. Önce veganlık, ardından da gezegene etkilerimiz üzerine yaptığım okumalar, sosyal medyada takip ettiğim ekolojiyle ilgili içerikler üreten hesaplar, tüketim alışkanlıklarımı gözden geçirmem gibi birçok şey, beni hem etik yaşamaya hem de ekolojik etkimi düşürmeye yönelik çabaladığım bir noktaya getirdi.
2021 yılında hayatımın dönüm noktası diyebileceğim bir şey yaptım. 15 senelik sanat yönetmenliği kariyerimi sonlandırdım. Hayatıma yeni bir yön vermeye çalıştığım bu dönemde punch nakışıyla tanıştım. Hem çocukluğumdan gelen el emeğine yatkınlığımı hem 15 senelik reklamcılık kariyerimden gelen tasarım yeteneğimi hem de sınırlı kaynakları sınırsız kullanmama çabalarımı birleştirerek Didit Handmade markasını kurdum. Marka adını da tüm çabalarımın iyi bir yere vardığı ve “başardım” diyebileceğim bir geleceğe atıfta bulunmak için “did it” olarak koydum.
Ürünlerinizde kullandığınız materyallerden paketleme sürecine kadar sınırlı kaynaklarla çalışarak, üretim sürecinizi doğaya en az zarar verecek şekilde tamamlıyorsunuz. Ekoloji dostu bir marka olmak için üretim sürecinizde farklı neler yapıyorsunuz?
Kötümser bir tablo çizmek istemem ama dünyamız atmosfere saldığımız sera gazlarından dolayı gittikçe ısınıyor ve bunun sebebi insan faaliyetleri. Acilen bir şeyler yapmazsak, bu ısınma +1,5°C’yi aşarsa çok da uzak olmayan bir tarihte şu an bildiğimiz dünyanın olamayacağı öngörülüyor. Bu nedenle yaşadığımız şey iklim değişimi değil, iklim krizi. İyimser kalmaya çalıştığım ve umudumun olduğu kısım ise bilimsel çalışmaların ısınmayı 1,5 derecede tutabilmek için hala imkânımız olduğunu göstermesi. Yani artık eylemlerimizde, büyük küçük demeden, ”benim için iyi olan gezegen için de iyi mi?” sorusunu sormalıyız. Herhangi bir konuda manalı bir değişim için her şeyi mükemmel yapan yüzlerce kişiye değil, mükemmel yapamasa da çabalayan milyonlara ihtiyaç var. Ben de iklim krizine katkı sağlamamak için o milyonlardan biri olmaya talibim. Ülkelerin karar alıcıları tarafından bir şeyler yapılması gerektiğinin farkında olsam da, bireysel çabaları da çok kıymetli buluyorum.
Punch nakışında kullandığım malzemelerin seçimi bireysel çabalarımdan biriydi. Nakışı öğrendikten sonra, nasıl hayatımda plastik şişeleri paslanmaz çelik termoslarla, plastik torbaları bez torbalarla değiştirmek gibi doğa dostu materyal değişimleri yaptıysam aynı materyal değişimlerini punch için de yapmak istedim. Tam bu arayışta olduğum dönemde birçok haber platformunda gördüğüm Şili’de Atacama Çölü’ndeki yaklaşık 39 bin tonluk ikinci el ve satılmamış giyim yığınlarını konu alan haberler, üretimimde atık/artık/stok fazlası kumaşları değerlendirmem için ilham oldu. Daha sonra punch nakışında ve tekstil sektöründe sıkça kullanılan akrilik karışımlı iplerin fosil yakıtlardan elde edildiğini ve gezegene zararlarını öğrenince %100 doğal ipler kullanmaya başladım. Fermuarlar için ihtiyaçtan daha fazla üretilen stok fazlası fermuarlar tercih ettim. Eski nevresimler, eski masa örtüleri, eski döşeme kumaşları gibi sağdan soldan topladığım atıl kumaşlar paketleme keselerime dönüştü. Çok sevdiğim Mier Handmade markasının #secondchance hareketini görerek, ürün gönderim kutularımı da daha önce kullanılmış kolileri değerlendirerek yapmaya başladım. Kısacası üretimimin her aşamasında yeni üretilen ham maddeler yerine, var olan kaynakları kullanarak ve ileri dönüştürerek karbon ayak izimi azaltmayı hedefledim. Dikkat ettiğim diğer kriter ise yapıştırıcımdan, kutuların üstüne bastığım damganın mürekkebine kadar her şeyin vegan malzemeler olmasıydı. Herhangi bir üretimde kullanılan hayvansal maddeler hayvan dostlarımızın acı çekmesine, annesinden/yavrusundan ayrılmasına, yürek kaldırmayacak ortamlarda/koşullarda yaşamasına ve en kötüsü de hayatlarının son bulmasına neden oluyor. Bunlara neden olmayan, etik bir üretim yapmak müthiş bir vicdani rahatlığı da beraberinde getiriyor.
Online mağazanızdaki popüler ürünler hangileri?
Çantalardan Dotie ve Shine adını verdiğim ürünler, cüzdanlardan da Drip ve Flowie Pink adını verdiğim ürünler en popüler olanlar. Şu an yeni ürünler tasarım aşamasında. Umarım onlar da diğerleri kadar beğenilir.
Birçok punch işine kıyasla ürünlerinizin tasarımı oldukça farklı ve ilgi çekici… Buna dayanarak, tasarım sürecinizde nelerden ilham aldığınızı sorsak?
Öncelikle güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Punch nakışına ilk başladığımda ticari bir amacım olmadığı için birçok kişi gibi ben de Pinterest’te gördüğüm tasarımları işliyordum. Fakat marka kurma kararı verdiğimde beni farklılaştıracak bir tasarım dili oluşturmak istedim. Güneş, bulut, çiçek, yağmur damlası gibi formlardan ilham alarak kendi tasarımlarımı çizmeye başladım. Ama genelde belli bir ilham kaynağım yok diyebilirim. Bazen doğa, bazen ürünün işlevi, bazen bir emoji… Her şey ilham olabiliyor. Bu konuda kendimi kısıtlamadan, içimden gelen her şeyi çiziyorum. Tasarım aşamasında bana en keyif veren kısım ise renk seçimi. Sanırım aldığım keyif ürünlerime yansıyor ve onları daha ilgi çekici hale getiriyor.
E-ticaret serüveninizde beklenmedik bir zorlukla karşılaştınız mı? Karşılaştıysanız, bu durumun üstesinden nasıl geldiniz?
E-ticaret serüvenim çok yeni başladı. Bir tek zamansal sıkıntılar yaşıyorum. Atıkların toplanması, nakışa uygun hale getirilmesi, punch nakışı yapılması, ürünlerin ve paketleme keselerinin dikişi, kargo kutularının yapımı, fotoğraf/video çekimi, sosyal medya içeriklerinin hazırlanması, metinlerin yazılması gibi her aşamayı tek başıma ilerletmeye çalışıyorum. Sevgili eşimin destekleri ve sosyal medyadan gelen güzel, yapıcı, ilham verici geri dönüşler müthiş bir motivasyon kaynağı oluyor. Hele ekolojik etkimi düşürme çabalarımın anlaşıldığı mesajlar geldiği zaman çok duygulanıyorum.
Shopier’i tercih etme sebebinizi sorsak? Size sağladığı kolaylıklar neler oldu?
E-ticaret hayatına yeni başlayacak küçük işletmeler için sıfırdan, sorunsuz işleyen, güvenilir bir e-ticaret sitesine sahip olabilmek oldukça yorucu ve maliyetli bir süreç. Shopier bu anlamda hayatı çok kolaylaştırıyor. Shopier sayesinde bu kısma harcayacağım enerjiyi, zamanı ve maliyeti işimi geliştirmeye harcadım ve çok minnettarım.