Üyelerimizden: L’authentique ile ev tekstiline otantik dokunuşlar
“Yapmak istediğimiz; tekdüze hale gelen yaşam stiline renklerle dokunarak pozitif duyuları harekete geçirmek.”
Bu işin hayatınızdaki yerini nasıl anlatırsınız?
L’authentique, çocukluğumuzdan itibaren içimizde yer etmiş olan tasarım ve kumaş sevgisinin bir kimliğe bürünmüş hali. Bu kimliği kendi vizyonumuz, öngörümüz ve hislerimizle kurup büyüttüğümüz; A’dan Z’ye bütün aşamaları ile bizzat ilgilendiğimizden bizim için çok kıymetli.
L’authentique’e dair fikirleriniz nasıl gelişti ve nasıl başladınız?
Son 15 yılda beraber seyahat ettiğimiz değişik coğrafyalarda ilgimizi en çok çeken şey hep otantik dekorasyon ürünleri ve kumaşlar olmuştu. Farklı bir meslek grubunda çalışıyor olmamıza rağmen, gönlümüzde hep bu ürünleri Türk pazarı ile buluşturma arzusu vardı. Ancak bu işi salt ticari bir anlayışla değil de üzerinde bize özgü dokunuşların olduğu tasarımlar halinde yapma düşüncesi zaman içinde olgunlaştı ve şekil aldı. Orta Asya, Hindistan, İran, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya yaptığımız yolculuklarımızdan getirdiğimiz farklı etnik kumaşlar ilk tasarımlarımızın nüvesini oluşturdu. Körpeçe adını verdiğimiz ve en çok ilgi gören ürünümüzde, bu kumaşları geleneksel Türk yorgancılığı ile yorumladık ve tüketici ile ilk buluşmamızı bu şekilde sağladık. Sonrasında da tasarımlarımız birbirini takip etti. Bugünden baktığımızda L’authentique’in yolculuklarla bezenmiş uzun soluklu bir dostluk serüveninin tezahürü olduğunu söyleyebiliriz.
Çalışmalarınızda renklerin yoğunluğu oldukça göze çarpıyor… İlham aldığınız tasarımcılar ve/veya motivasyon kaynaklarınız nedir?
70’li yıllarda dekorasyona hâkim olan renk ve desen coşkusunun ilerleyen yıllarda yerini daha az rengin kullanıldığı sade bir anlayışa bıraktığını görüyoruz. Risk alınmayan, birbirini tekrarlayan ve bilhassa son yıllarda büyük oranda İskandinav tarzı dekorasyon anlayışına dönüşen bu renksiz dekorasyon tarzının avantajları olduğu kadar dezavantajları da var. Biz bugün biliyoruz ki renklerin insan psikolojisi üzerinde inanılmaz etkileri var. Yapmaya çalıştığımız şey, bu tekdüze hale gelen yaşam stiline renklerle dokunuş sağlayarak pozitif duyuları harekete geçirmek. Motivasyonumuzu ise bunu sağladığımızı bize geri dönüşleri ile bildiren müşterilerimizden alıyoruz. Kargo ellerine ulaştığı ve paketi açtıkları andan itibaren üzerlerinde bırakmak istediğimiz temel duygu, mutluluk ve renk sarhoşluğu. Bu etkiyi yaratabiliyor olduğumuzu bilmek, bize tasarım anlamında doğru yolda olduğumuzu hissettiriyor.
Ürünleriniz oldukça özgün. Kendinizi farklı olarak konumlandırırken nelere dikkat ediyorsunuz?
Öncelikle hiçbir şeyi salt farklı olmak adına yapmıyoruz. Zira bu tasarımcıyı yanlışa da sevk edebilecek bir yanılgı. Ama farklı bakıyor ve cesur davranıyor olmamızın bize bir avantaj sağladığı da muhakkak. Bizim için tasarımda önemli olan şey özgünlük ve fonksiyonelliğin yanı sıra üst seviyede bir estetik duygusu. Farklılık anlamında bizi öne çıkaran önemli faktörlerden biri ise tasarımlarımızda kullandığımız kumaşlar. Bu kumaşlar hala geleneksel renk, desen ve doku kombinasyonları taşıyor olmaları, geleneksel yöntemlerle üretilmeleri nedeniyle tasarımlarımıza artı değer katıyorlar. Bir diğer husus da aslında bir pazarlama stratejisi olarak kullanılan, bizimse bir prensip olarak kabul ederek “biricik” diye adlandırdığımız yol. Bütün üretim ve tasarımlarımızı sınırlı sayıda hatta çoğunlukla kişiye özel olarak hazırlıyoruz. Seri üretim ister istemez sıradanlaşmayı da beraberinde getiren bir durum. Biz istiyoruz ki, ürünlerimizi satın alanlar bu “yegâne” ve “farklı olma” duygusunu hissetsinler.
Instagram sayfanız, ürünlerinizin görselleri çok düzenli ve kaliteli. Bu standardı sağlarken dikkat ettiğiniz adımlar nelerdir?
Görsellik, günümüz ticari hayatının olduğu gibi, özellikle bizim gibi onlineda hizmet veren tasarımcıların da en önemli ajanı. Doğru görsel paylaşımının markayı nasıl iyi yerlere taşıyabildiğinin bilinciyle, seçici ve titiz bir şekilde hareket etmeye çalışıyoruz. Bizler de başka tasarımcıları takip eden sosyal medya kullanıcıları olarak birbirinin aynı ve tekrar eden paylaşımlardan hoşlanmıyoruz. Bu nedenle müşterilerimizi de benzer görsel ve içeriklerle sıkmamaya gayret ediyor ve bu anlamda styling için ciddi emek sarf ediyoruz.
Üretim aşamalarına ne kadar dahil oluyorsunuz?
Aramızda bir görev bölümü olmakla birlikte gerektiğinde her ikimiz de üretimin bütün süreçlerine hâkim ve dahiliz.
Atölyenizi nereye götürmek istiyorsunuz? Hayalleriniz var mı?
Son dönemde geleneksel sanatlara verilen değerin küresel anlamda yükselişe geçtiğini görüyoruz. Eskiden burun kıvırdığımız zanaatların artık layık oldukları ilgiyi gördüğü ve tekrar canlandırıldığı bir dönem bu. Tasarımlarımızda kullandığımız Türk yorgancılığı ise dünyada eşi benzeri olmayan ve çok üst seviyede el işçiliği gerektiren bir zanaat. Biz tabii ki her tasarımcı gibi ürünlerimizin yurtdışındaki meraklıları ile buluşmasını sağlayacak doğru adreslerde olmalarını hedefliyor ve bu yönde de çalışmalarımıza devam ediyoruz.
E-ticarete başlarken ürünlerinizle veya süreçle ilgili endişeleriniz oldu mu? Olduysa bu endişelerinizin üstesinden gelirken hangi yolları izlediniz?
Doğal olarak ilk adımlar daima endişe vericidir. Kendimizi doğru olarak konumlandırma ya da hakkıyla ifade etme konusunda bizim de endişelerimiz oldu. Bu konuda profesyonel anlamda yardım da aldık hala da almaya devam ediyoruz. Çünkü e-ticaret el yordamı ile yol almanın çok zor olduğu, kendine özgü dili ve dinamikleri olan bir alan. Bu dili bilmeden de yol alınabilir gayet tabii ama yanlış yapma olasılığınız artar. Bu açıdan sizi doğru anlayan bir profesyonelden yardım almak önemli. Bunun dışında tasarımlarımıza ve samimiyetimize güvendik diyebiliriz.
Herkesin bir miktar içine kapandığı pandemi döneminde yaratıcılık ve üretkenlik konusunda zorlandınız mı? Evde olmanın sizin için ne gibi artıları ve eksileri oldu?
Bilakis… Sizin “içe kapanmak” olarak tanımladığımız bu dönemi biz biraz durmak, kendimizi dinlemek ve zihnimizdekileri hayata geçirmek için, dolayısıyla “içe dönmek” için arayıp da bulamadığımız altın bir fırsat olarak değerlendirdik. Zira; her tasarımcı için farklı olmakla birlikte, bizim için tasarım süreci büyük oranda içimize döndüğümüz ve zaman içinde dış dünyadan topladığımız bizi besleyen verileri iç dünyamızla harmanlayıp özümsediğimiz bir zaman dilimini ifade ediyor. O nedenle bütün olumsuzluklarına karşın; bizim tasarım dünyamıza katkıları açısından kıymetli bir dönemdi.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Ürünleriniz her ne kadar geleneksel gibi gözükse de yenilikçi bir yaklaşımla online olarak satışa sunmanız, e-ticaretin her geçen gün artan önemini kanıtlar nitelikte. Şunu soralım; Shopier ile tanışmanız nasıl gerçekleşti ve kullanım deneyiminiz hakkında ne söylemek istersiniz?
Online alışverişe aşina olduğunuzda doğal olarak bazı ödeme sistemlerinden de haberdar oluyorsunuz. Biz zaten L’authentique öncesinde de Shopier üzerinden çok kez alışveriş yapmış ve sistemin sorunsuz olarak ilerlediğini ve kullanıcı dostu olduğunu tecrübe etmiştik. Yola çıktığımız noktada Shopier’le anlaşma konusunda aslında çok da endişe duymadık. Bu süreçte Shopier bizi yanıltmadı, problemlere çözüm odaklı yaklaşımları ve destekleri ile ticari hayatımıza büyük kolaylık ve katkı sağladı.