“Kendimi bildim bileli ellerimle bir şeyler yaratır, üretirim ve bu bana hep çok iyi gelir.”

---

Bu işe dair fikriniz nasıl gelişti ve nasıl başladınız?

Kendimi bildim bileli ellerimle bir şeyler yaratır, üretirim ve bu bana hep çok iyi gelir.  Atık malzemeler ile çalıştım ilkin: Telefon tellerinden bileklikler, mukavvadan sandalet, kenevir ipinden perde, heybe, dergi kağıdından boncuk gibi. İlk sattığım işlerim 11-12 yaşlarındayken yaptığım seramik takı ve objelerdi.

Sanat okumak harika olurdu ama o dönem bir seçenek değildi. İşletme okudum. Finans, denetim, danışmanlık alanında uzmanlaştım. Çok uzun yıllar plazalarda yabancı sermayeli şirketler için çalıştım. O dönemde de bana en haz veren; sıfırdan kurduğum şirketler, kurduğum sistemler, yürüttüğüm projelerdi. İnisiyatif kullanmama izin veren, sorun çözmeme, kendimi ifade ederken yaratıcılığımı kullanmama alan tanıyan deneyimlerde hep daha mutlu oldum.

Tıkanmış, köşeye sıkışmış hissettiğim; hayatla kavga ettiğim zorlu bir dönemde, eksikliğini hissettiğim şeyin “huzur” olduğunu; huzuru da en çok “üretmekte, yaratmakta” bulduğumu hatırladım. Eksik parçamın adını koymamla hikâyem evrilmeye başladı…

Yıllar içinde, yerli ve yabancı ustalardan edindiğim farklı disiplinlerdeki yetkinlikleri (Seramik, resim, teknik resim, dikiş, fotoğrafçılık, mine, kuyumculuk, vb.) birleştirip, her daim içimde olan yaratma dürtüsüne kulak vererek 20 yıla yakın profesyonel finansal kariyerimin yanında, kendi markamı yaratma serüvenine giriştim.

Çözümün dışarıda/bir yerde/ birisinde değil, “kendimde” olduğunu fark ettim! Sizinle buluşmamı; POJWoman’ı, bu farkındalığa borçluyum: I am the Solution – Çözüm Bende, ilk koleksiyonum.

POJWoman, marka adı sizin için ne ifade ediyor?

Markamı ilk önce kendi adımla çıkmıştım. Covid dönemi ayrı bir markalaşma sürecine girdim; POJ kadınları ve marka danışmanı arkadaşım ile bir çalışma yaptık. “POJ”, tını olarak bize çok yakın geldi. Sevdik onu ve korumak istedik; neticede ismi POJWoman’a çevirdik.

POJ, ayakları yere basan; ne istediğini bilen, bununla birlikte hayat ile bir yolculuğu olan; devinim halinde, güçlü, savaşçı, aynı zamanda kırılganlığını da kucaklayan; alımlı ve dik başlı, makulen bir feminenlikte, sürüden ayrı ve bağımsız şahsiyetler için tasarlandı. POJ işte tüm bu sıfatların, naif takı tasarımlarında vücut bulmuş halidir.

POJ tasarımlarını kullananlar daha çok kadınlardı. Şimdilerde sağlam erkek POJ severler de var ve markanın isminde kapsayıcı bir değişikliği nasıl yapsak diye birlikte düşünmekteyiz… Bakalım…

Tasarımlarınızı ‘’Sesi, sözü olan yalın takılar’’ olarak tanımlıyorsunuz… Ortaya çıkardığınız ürünlerin/koleksiyonların bir hikâyesi var mı?

Olmaz olur mu?! Yola çıkışım kendimi buluş hikayemle başlar ve yolculuk sırasında karşılaştığım aydınlanmalarımı dile getirirken, her bir POJ tasarımı, serüvenine sizi de ortak eder.

Şimdilik dokuz ana hikayede toplanmış olan tasarımlarımı Shopier dükkanımda, “Kategoriler” sekmesinde sınıflanmış olarak görebilirsiniz. Koleksiyon hikayelerine de ürün kartlarındaki fotoğraflarından ulaşabilirsiniz.

Hemen her tasarımın ait olduğu koleksiyonu tamamlayıcı birer de ismi vardır. Birkaç örnek vereyim size:

• I am the Solution serisinde: “Yaşam İksiri I am the Solution Gümüş Puzzle Bileklik”, “Path to the Answer Kolye”
• My Home serisinde: “Kuytularda Huzur Var”, “Bugün Kaş’ta Uyandım Bronz Tekli Küpe”, “Haneme ay düştü- Yaka İğnesi Broş”
• Life is a Circle serisinde: “Bir Sıfırdan Büyüktür Gümüş Küpe”, “Dolunay Düş Yakamdan Mercan Kolye”, “Döngülerimiz Benzer Asimetrik Küpe”, “Teğet Dünyalar Broş”
• Dengede Kal serisinde bir kaç isim: “Denge Bütün Mesele Küpe – Dörtgen”, “Farklılıklarımla bir Bütünüm Küpe”, “Balance Within Uniseks Kolye”

POJ, bazen bunalır ve şımarır, renklerle ve materyallerle oynar; bazen içi dolar taşar, bunu tasarımların isimleri ile seslendirir:

• Deli Deli Kulakları Küpeli serisinde olduğu gibi: “Uçuyoruz bir alamete Küpe “, “128 milyar kere nerede o Küpe”, “Nasıl delirelim sen söyle Halka Küpe”

Tasarımlarınız alışılagelmişin çok ötesinde, tarzınızı nasıl tanımlarsınız?

Gözleminiz çok memnun etti beni! Teşekkür ederim.

İsyankardır POJ. Tasarımlarımda; zorlamalara, olması gereken meli-malılara tepkiyi görebilirsiniz. POJ alışılmışı sevmez. Sıradan olana bakmaz. Farklılığını bağırmadan ifade eder. Zarafetle fısıldar. Doğal olanı çizgi üstü bir yere taşır. Zıtlıklarda denge bulan, devinim halindeki özgür ruhların buluşma noktasıdır POJ.

Atölyenizi nereye götürmek istiyorsunuz? Hayalleriniz var mı?

Tasarımlarımı kendi atölyemde tasarlıyor, az miktardaki döküm harici tüm üretim aşamalarını yine kendi atölyemde hayata geçiriyorum. Bu kendi kendine yetme hali, özellikle covid döneminde beni çok güçlü kıldı. Kontrolü kaybetmeden, dışarıya teslim olmadan üretime devam edebilmem büyük lükstü. Bu sayede markam hatırı sayılır bir ivme kazandı.

Klasik kuyumculuk teknikleri kullanarak ürettiğim POJların yurtdışı pazarda satışına odaklanmak istiyorum.

Ek olarak, yola çıkışımın başından bu yana yer aldığım İstanbul Modern, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nin yanına seçkin birkaç noktayı daha eklemek beni çok mutlu edecek.

Ürün görselleriniz oldukça profesyonel, çekimleri kendiniz mi yapıyorsunuz?

Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim çünkü çok uğraşıyorum. Çekimleri kendim yapıyorum. Gözüm iyidir, çünkü kendimi bildim bileli fotoğraf çekiyorum. İlk manuel analog fotoğraf makinemi İlkokul 3’teyken hediye etmişti babam. Kendisi de fotoğrafa meraklı olan babamın Praktica marka makinesi ile de üniversitede seçmeli fotoğrafçılık dersimde epey mesaim olmuştu. Sonra da bu, otomatik analog makineler ile devam etti.

Günümüzdeki teknik olanaklarla kötü foto çekmek bence şimdi daha zor. Doğru ışık ve kompozisyonla iyi ürün kendini cep telefonu ile çekilen karede bile her zaman gösterecektir.

E-ticarette müşterinin ürün ile ilk ilişkisini kuran, gördüğünüz o kareler oluyor. Metin bir sonraki değişken. Görsellerden ben de memnumum ama dediğim gibi çok vaktimi alıyor. Çekim, eleme, edit, yükleme… Görünen işin arkasında bir sürü de görünmez iş var.

Bir kadın girişimci olarak kendi işini kurmak isteyen ve e-ticaret serüvenine katılmak isteyenlere neler önerirsiniz?

Cinsiyetten bağımsız, izlenecek yol çok da farklı değil bana göre. Girişilen her iş ciddiye alınmayı hak eder. Ön hazırlık, ön araştırma kısmı bence en önemli bölüm. Gireceğiniz pazar, hedef kitleniz, ürün fikriniz bile bu aşamada değişebilir. Kaynaklarınızı- ki bu; bilgi, birikim, yetenek yanında networkünüzü, fiziki olanaklarınızı/kısıtlarınızı, zamanınızı, finansal kaynaklarınızı da içerir- en iyi şekilde değerlendirmeye odaklanmanızı; sanat yaparken aslında iş yaptığınızı ve para kazanmak istediğinizi de kendinize hatırlatarak orta yolu bulmanızı ve dönem dönem iş planınızı gözden geçirip güncellemenizi önerebilirim.

E ticarette girişimcinin birden çok rolü üstlenmesi, pek çok alanda yetkinlik edinmesi gerekiyor. E ticaretin kendine has ve hemen her gün güncellenen kuralları içinde oynamak çoğu zaman can sıkıcı olabiliyor. Esnek olmaya alıştık ama bu hızda bir esneklik ve adaptasyon talebi şahsen beni üretimden daha çok yoruyor. Böylesi bir mücadeleye de hazırlıklı olmalarını hatırlatmak isterim.

Shopier’la ilgili bir şeyler söylemek ister misiniz?

Güvenilir bir ödeme ara yüzü olarak kullanmaya başladığım Shopier, en sevdiğim iş ortaklarımdan biri; hatta Shopier’i bir ayrı seviyorum! Sarılıp öpmek istediğim çok oldu. Bir kere ekip güler yüzlü! Bu çok kıymetli benim için! Çözüm odaklı, hızlı, esnek ve dost! Takım olduğumuzu hissediyorum ve Shopier ile çok mutluyum. Satıcının veya alıcının aleyhine bir işlemini veya uygulamasını görmedim bugüne kadar. Alıcı için de güven verici bir alışveriş ortamı yaratıyor. Menüleri her iki taraf için de kullanıcı dostu, yalın ve geliştirmeye açık. Kargo entegrasyonu, anlaşmalı gönderi fiyatları ve otomasyonu sayesinde büyük bir yük alıyor üzerimizden. Sipariş ve tahsilat akışı kusursuz ve şeffaf.